1991 yılında hizmete giren İzmir Hilton otelinin oyunseverlerin kalbinde ayrı bir yeri vardır. O senelerde bizim için bir rüyalar ülkesi olan FameCity bu otelin içerinde yer almaktaydı. Giriş otelin arka kapısından sağlanıyordu. Ufak bir pasajı geçerken gördüğümüz sıra sıra dükkanlar genelde yüksek kira yükü yüzünden ya hep boş, ya tadilatta ya da iş değişikliği sebebiyle indirimdeydi. İndirim dediysem yanlış anlaşılmasın kazığın yontulmuş, kıymıkları temizlenmiş hali. İlerideki güvenlik kapısından geçerken hemen sol tarafta bulunan büfe herzaman gözümüze takılan şekerlemeler barındırırdı. Ufak bir gazete bayisi boyutundaki büfenin içerisinde sanki vücudunun sadece göbekten yukarısı olan bir amca oturur, benim şekerlere bakışımı pis pis sırıtarak izlerdi. Tabi anne babamızın sıkı tembihleri neticisende buradan birşey isteyemezdik. Neme lazım birdaha getirmezler falan, allah muhafaza...
Biraz ilerledikten sonra bir dörtyol ağzına gelinirdi. Sağdaki yol Famecity'ye giden yürüyen merdivenin yoluydu. Merdivene atladık mı kollarımızı iki yana açıp yürüyen merdivenin kenar bandına yaslanışımız hala dün gibi aklımdadır. Oyun mabedinin ilk girişinden geçince renkli duvarlar arasında ikinci bir yürüyen merdiven ile aslolan mekana ulaşırdık. Makinaların, oyunların hepsi jeonla çalışırdı. Önünde büyük bir balon olan 80 Günde Devr-i Alem temalı mini golf sahası kişi başı 5-6 jetona mal olurdu. Yine bilardo masaları 4 jetonla çalışırdı. Yaşı daha ufak çocuklar için büyükcene bir top havuzu, bu havuzun başında ana babalar bulunurdu.
Famecity
Jeton satın almak için yuvarlak bir tezgah vardı. Bu gişelerdeki kızlar beş ve katları şeklinde jeton satarlardı. Hemen arka tarafta camdan bir stand ve içerisinde envayi çeşit oyuncak dururdu. Bu oyuncakları öyle para pul ile alamazdınız. Oyun makinalarında yaptığınız puanlara göre kazanılan kuponlar burada para yerine geçerdi. Deli gibi belki haftalarca biriktirdiğiniz kuponun karşılığı genelde maddi değeri gayet cüzzi bir oyuncak olurdu.
Famecity
Yıllar içerisinde bu oyun cennetine bazen çok sık bazen de ara ara gidilip gelindi. Birgün içeri girerken tabelanın değişmiş olduğunu gördük. Hafta sonu ödülümüzün yeni ismi Sonic the Hedgehog benzeri bir kirpinin hemen yanında yazıyordu, Emperland...
Emperland / Ultimate Mortal Kombat 3
Çok çok sonraları bu ismin Emper Casino grubundan geldiğini öğrendik. Kısa bir şaşkınlık dışında bizim için değişen bir şey yoktu, çünkü içeride değişen bir şey yoktu. Tüm oyun makinaları yerli yerinde duruyordu. Sadece jetonlar değişmiş, makinalardan kazandığımız kuponların üzerine kirpi resmi gelmişti. Bu kuponları en fazla Western temalı olan atış poligonundan toplamamızda hala sorun yoktu (Tabi baba desteğiyle) Benim en çok oynadığım nişancılık oyunu ise pişmiş kelle gibi sırıtan bir palyaçonun ağzına nişan alıp dişlerini döktüğümüz oyundu.
Emperland
Yukarı katta yaşımız gereği bizim pek fazla rağbet etmediğimiz, etsek bile oynayamadığımız bowling salonu yer alıyordu. Bu salon uzun yıllar izmirdeki yegane bowling merkezi olarak hizmet vermişti. Genelde cepte jeton babada bütçe tükenince son bir veda turu sırasında göz atılırdı buraya. Daha sonra o girişteki dörtyolun bu kez sol tarafındaki yürüyen merdivenle çıkışa yönelirdik. Eve dönüş yolunda hiltonu arkamıza aldığımızda ya elimizde kuponlarla aldığımız ve kendimizi bunun çok matah olduğuna inandırdığımız bir oyuncak ya da gelecek sefer elimzde olmayan o oyuncağı alacağımız kuponlar bulunurdu.
Emperland'da FameCity'de pahalıydı. Öyle kolay kolay anneler çocuklarını götürüp saatlerce oyun oynatamazlardı. Atari salonları balık ekmek ise burası boğazda balık restoranı niteliğindeydi. Kısıtlı bütçeyle gidildiğinde bazen abinin yanına küçük kardeş de iliştirilir, oyuncaklarda tek jetonla iki çocuğun da gönlü alınırdı.
FameCity & Emperland Jetonlarım
Birkaç sene geçince Emperland da kapandı, o katın kapısına kilit vuruldu ve senelerce tozlanmaya terk edildi. Biz tabi biraz burulduk önceleri ama ekskliğinden yanıp tutuşmadık. Sonra 2011 yılında gazetelerde yazan 'Famecity geri dönüyor' başlıkları heyecanlanmamıza yetti. Bütün anılar canlandı, kıpırdandı, ayaklandı. Bu heyecanı söndürmek için ise bir gidip bakmamız yetiyormuş meğer. Bir nesli büyüten oyun salonu artık sadece bir bowling salonundan ibaret. Halbuki Youtube üzerinde amatör bir kamerayla çocuklarını çeken Houston Famecitydeki ailenin görüntüleriyle 1990ların İzmir Famecity'si birebir aynıydı. Aynı seneler ve aradaki binlerce kilometreye rağmen...
0 yorum:
Yorum Gönder