31 Ekim 2014 Cuma

Pay Günü


Pay Günü, Şan firmasının Türkçeye uyarladığı ve orijinalinin Pay Day olarak adlandırıldığı masaüstü oyunudur. İsminin aslına olan benzerliği hoş bir detay olarak yansıtlıldığı oyun daha sonraki yıllarda Maaş Günü olarak lisanslı bir şekilde Türkiye'de piyasaya sürülmüştür. Maaş Günü başlığında da detaylara yer verilen bu oyunda her karesi ayın bir günü olarak yansıtılan bir takvim sayfasından esinleneien oyun alanında oynanmaktadır.

Pay Günü neden olduğu belirsiz bir şekilde Western temalı olarak ülkemize yansıtılmıştır. Oyun tahtası ve oyun kutusunda tamamen Vahşi Batı görsellerine yer verilmekle birlikte yerden çekilen kartlarda günümüz ögelerinin yer alması; örneğin konserve fabrikası hissesi yada spor araba gibi detaylar tasarımdaki tutarsızlığı göstermektedir.


Oyunda zar atarak ilerlenmekte ve her güne denk gelen yönermeler uygulanmaktadır. Bu yönermeler doğrultusunda yatırımlar yapıp günlük faturalar ödenmekte, bankalardan kredi çekilmekte yada para yatırılmaktadır. Oyun tahtasındaki son haneye gelindiğinde ise aylık maaşını alan oyuncu tekrar ilk haneye gelip oyuna devam etmektedir.



Yayınlandığı dönemdeki oyunlara çeşitlilik getiren Pay Günü, oyun severler için zor bulunan bir parça olarak tarihteki yerini almıştır.

Oyuncu Sayısı: 2-6
Yaklaşık Oyun Süresi: 45 dk
Yaş Kategorisi: 8 ve üzeri
Tasarım: Paul J. Gruen / 1975
Paylaş:

30 Ekim 2014 Perşembe

Yeni Borsa


Şan firmasının Monopoly uyarlamalarından biri olan Yeni Borsa benim en sevdiğim ticaret oyunu. Bana Monopoly'den daha sempatik gelen bir yapısı var.

Oyunda değişik sektörlerde faaliyet gösteren firmaların hisse senetlerini toplamak, bu topladığımız hisselere yatırım yapmak ve en zengin olma amacındayız. İçlerinde haberleşme-bilişim, tekstil, gıda, ulaşım, kimya sanayii gibi sektörlerin bulunduğu kağıtları toplamanın ve yatırım yapmanın mantığı tamamen Monopoly'den geçme. Yani her hissenin ait olduğu bir renk var ve bu renklerdeki kartların tamamının toplayan oyuncu o sektöre yatırım yapmaya hak kazanıyor. Oyunda ayrıca şans kartları da bulunmakta. Bu kartlar sayesinde türlü avantajlar ve zararlar ile karşılaşıyorsunuz.



Oyun tahtası iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümün oynanışı ve mantığı anlattığımız gibi. Oyunda tüm hisse senetleri satışı tamamlanınca ikinci bölüme taşınıyoruz. Burada ilk bölümdeki bütün yatırım ve varlıklarımız aynen devam ediyor fakat oyuna yeni bir hane ekleniyor. Bu haneye gelen oyuncu mahkemeye çıkıyor ve piyasada tekelci olmakla suçlanıyor. Eğer herhangi bir renk grubunun tüm kartları sizde toplanmamışsa sıkıntı yok, mahkeme düşüyor ve beraat ediyorsunuz ama eğer herhangi bir renk grubunun tüm kağıtları sizde kalmışsa o zaman yandınız. Mahkeme sizin faaliyet gösterdiğiniz sektörde tekel oluşturmaktan suçlu buluyor. Bahsi geçen sektörde eğer hisse dışında yatırımlarınız da var ise öncelikle bu yatırımlar açık arttırmayla satılıyor. Örneğin yeşil grup sizde ve karelerden birinde 2 adet haberleşme uydunuz var. Bunlar değerlerinin yarı fiyatına açık arttırmaya konuluyor ve en yüksek teklifi veren oyuncu bu yatırımların sahibi oluyor. Burada tüm yatırımlar paket hallinde satılmak zorunda yani iki uydudan birini başka oyuncu ötekini diğer bir oyuncu alamaz. Maliye bu satışın 1/3'lük bedelini hazineye alıp geri kalanını size veriyor. Bu dakikadan sonra satılan bu yatırımların olduğu haneye gelen bir oyuncu Hisse gelirini size, yatırımların gelirini ise artık bu yatırımların yeni sahibi olan oyuncuya ödemek zorunda. Şayet bu haneye siz gelirseniz tüm renk sizde olmasına rağmen yatırım gelirlerini ödemek zorundasınız. Eğer mahkemeye çıktığınızda tekel oluşturduğunuz kanaati gösterilmiş ama sektöre hisse sahip olmak dışında bir yatırımınız olmamışsa bu sefer aynı şekilde hisselerinizden birini elinizden çıkarmalısınız. Tekelcilik suçlaması sadece tek sektör için yapılır. Yani aynı anda iki farklı renk grubunun da tamamına sahipseniz bunlardan sadece biri hakkında yargılanırsınız.


Oyun bu dinamik ile ikinci bölümünde oldukça karışıyor. Genelde oyun uzun sürdüğü için ikinci bölüme geçilmeden bitiriliyor fakat asıl dananın kuyruğunun kopacağı bu bölüm oldukça zevkli. Şan firması genelde yaptığı uyarlamalara böyle ufak tefek eklemelerde bulunmayı seviyor. Ben genelde bu dokunuşlardan hoşlanmasam da bu sefer çok yerinde olmuş. Monopoly'den bence daha keyifli, mutlaka oynanması gereken bir oyun.

Oyuncu Sayısı: 2-4
Yaklaşık Oyun Süresi: 90dk
Yaş Kategorisi: 8 ve üzeri
Tasarım: 198x


Paylaş:

24 Ekim 2014 Cuma

Magic The Gathering

Magic The Gathering 1993 yılında piyasaya çıkan ve bir matematik Profesörü olan Richard Garfield tarafından yaratılan bir kart oyunudur. Oyun,  fantastik ögeler içeren bir savaş oyunu olarak basitçe tanımlanabilinir. Oyundan her biri en az 60'ar karttan oluşan desteler ile rakibi alt etmeye çalışılan stratejiler uygulanır. Burada oyuncular destelerini kendileri oluşturur. Destede başlıca Land, Yaratık ve Büyü kartları var diyebiliriz. Bu kartlar kendi içerisinde de sınıflara ayrılır.

Örneğin bazı büyüler anlık iken (Instant) bazı büyüler kart yok edilmedikçe sahada bulunabilir (Enchanment) yada sıra kendinizde olmasa dahi oyuna sürebileceğiniz büyüler de vardır (Sorcery)

Oyuncular her elde oyuna bir adet Land kartı sürebilirler ve bu kartlar hemen aynı el kullanılabilinir. Land'ler 5 ayrı renkte bulunur ve yaratıklarınızı oyuna katmak için sahip olduğunuz alanlardır. Landler yaratık yada büyülerin oyuna sürülmesini sağladıktan sonra artık o el için bloke olmuş duruma geçerler. El tekrar döndüğünde ise bu blokeleri açılır.

Yaratık ve büyü kartları ise ancak yerde Land kartı varsa ve bloke halde değilse sürülebilirler. Her kartın sağ üst köşesinde 1 veya daha fazla Land simgesi ve bir rakam bulunur. Bu Land simgesi kartın ait olduğu desteyi ve açık bulunması gereken Land rengini gösterir. Rakam ise bu bahsettiğimiz Land haricinde yerde herhangi bir renkten bulunması gereken Land sayısını bize verir.


Örneklendirecek olursak bu kartı oyuna sokmak için 2si Swamp olmak üzere toplamda 5 adet Land kartına sahip olmamız gerekmektedir. Bu kart ayrıca oyuna girdiğinde 5 hücum ve 3 savunma gücüne sahip olacaktır. Tüm kartların oyuna sürülmesi bu şekilde gerçekleşir. Land dışındaki kartların bir elde oyuna sürülme gibi bir sınırlandırılması yoktur. Yerdeki Land'ler el verdiği takdirde istenildiği kadar kart oyuna dahil edilebilinir.

Yaratıklar oyuna sürüldüklerinde eğer aksi bir ibare belirtilmemişse o el atak yada savunma yapamazlar.

Oyuncular ellerinde maksimum 7 kart olmak üzere kart seçerler. Eğer çekilen el beğenilmezse bu eli bozma hakkı vardır fakat her el bozuşda artık yerden bir öncekinden 1 eksik kart çekilir. Bozulan el Mezarlık (Graveyard) alanına atılır. Mezarlığa ayrıca oyun içerisinde ölmüş yaratıklar ve kullanılmış büyüler de atılır. Buaraya atılan kartlara oyundan çıkmış olarak bakılsa da yine de önemlidir çünkü bazı büyülerle bu mezarlıktan tekrar kart çağırma imkanı vardır.

Oyundaki bir diğer alan ise Savaş Alanıdır (Battlefield). Bu alanda elimizden oyuna sürdüğümüz kartlar yer alır. Kartlar oynayan oyuncuya dik olarak yerleştirilir ve bir turda oynanan kartlar yan çevrilerek bloke oldukları gösterilir. Böylece oyuncular hangi kartların savunma yada blokta o an aktif olabileceklerini görebilirler.

Üçüncü alan ise Kütüphane (Library) alanıdır. Bu alanda oyuncuların hazırladıkları desteler (Deck) bulunur. Oyuncular destelerini oluşturmakta özgürdürler. Aynı karttan en fazla 4 adet olmak üzere (Landler hariç. Oyuncular destelerine istedikleri adette Land sokabilirler) istedikleri şekilde deste tasarlayabilirler. Tabi bu desteleri tasarlarken kendilerine belli kriterler koymalıdırlar. Örneğin Land ağırlıklı bir deste oluştururlarsa çekecekleri kartlar ağırlıklı olarak Land gelecek ve savaş alanına istedikleri yoğunlukta yaratık süremeyeceklerdir. Land sayısında kısmaya gittikleri takdirde ise bu sefer ellerinde çok miktarda yaratık olmasına rağmen bunları açmaya yarayan Landlerden mahrum olacaklardır.

Deste içeriğindeki renk içeriği yine oyuncuların kararına kalmıştır. Tüm renkler ağırlıklı olarak belli güçlere sahiptir. Tek renkli bir destede çektiğiniz her Land kartı o destedeki yaratıkları açmaya yarayacaktır fakat diğer renk düzenlerinin getirdiği avantajlardan oyuncu mahrum kalır. Desteyi çeşitlendirmek istenirse bu sefer de Land sayısı ve çeşitliliğini normalden fazla tutmanız gerekebilir.

Destedeki yaratıkların güç seviyelerini de ayarlamak son derece önemlidir. Rakibe zarar veren başlıca kartlar Yaratık kartlarıdır. Tüm oyuncular ellerindeki yaratıkların tabi ki kuvvetli olmalarını ister fakat yaratıkların atak ve savunma güçleri arttıkça oyuna sürülmek için gereken Land sayısı da artmaktadır.




Örneğin 6/6 gücü olan Sea Monster kartı hem savunma hem de hücumda çok etkili bir karttır. Bunun yanında oyuna dahil olabilmesi için 6 adet Land kartına ihtiyaç duyar. Bu da demek oluyor ki bu kart saldırmak için en az 7 tur beklemek zorundadır. Elinizdeki tüm kartlar böyle ağır silah olması halinde hücum etmek bir yana gelen saldırılardan korunmak için dahi ciddi zorluk yaşanabilinir. Bunun yanında sadece bir adet Plant isteyen Llanowar Elves kartının daha ilk el oyuna dahil olma şansı vardır. Bu kartın da hem hücum hem savunmada zayıf kalması muhtemeldir.

Oyunda bir tur iki oyuncunun da birer kez saldırı hakkı kazanıp bunu kullanması yada bu haktan vazgeçmesi ile tamamlanır. Yani rakibine saldırı yapmış bir kart hemen akabinde gelen bir saldırıyı savunamaz çünkü bir tur daha tamamlanmamıştır. Aynı şekilde savunma yapan bir yaratık da hemen hücuma kalkamaz. Saldırı yapan yaratıklar eğer kartlarda aksi belirtilmemişse belli bir yaratığa değil oyuncuya saldırırlar. Saldırıları karşılayan oyuncu ise hükmettiği yaratıklardan isrediği yada istedikleri ile saldırı yapan kartları seçimli olarak savunurlar.



Örneğin 6/6 kuvvetinde olan Sea Monster kartı saldırıya geçti. Karşısındaki oyuncu bu kartı savunmamak, savunmak ve hangi kart yada kartlarla savunacağı kararlarını verir. Yerdeki kartlardan Dross Crocodile 5/1, Wall of Swords ise 3/5 güce sahiptir. Birer birer bu kartların ikisi de Sea Monster'dan güçsüz olmalarına rağmen birleşince 8/6 bir güce erişirler ve saldırıyı bloklarlar. Tersi olması durumunda; bu iki kartı Sea Monster blokluyor diyelim. Bu sefer Sea Monster sadece tek bir kartı bloklayabilir çünkü bir kart sadece tek bir karta karşı koyabilir. Eğer Sea Monster'ın karşısına 1/1 kuvvetinde Llanowar Elves çıksaydı savunma yapan oyuncu yine hasar almayacaktı fakat Llanowar mezarlığa gidecekti.

Yeri gelmişken Wall of Swords kartının altında yazan Defender, flying ibaresine de yer verelim. Oyunda bazı yaratıklar flying olarak sınıflandırılmıştır. Eğer bir yaratık bu yetiye sahipse onu sadece flying özelliğine sahip diğer yaratıklar karşılayabilir. Eğer savunma yapan oyuncunun alanında böyle bir kart yoksa savunma gerçekleşemez.



Oyun sadece giriş kısmını özetlediğimiz bu gibi dinamiklerle sürer. Her oyuncunun 20 hakkı vardır ve bunları tüketen oyuncu kaybeder.



Magic the Gathering kendinden sonra çok fazla oyuna ilham vermiş bir oyun olmakla birlikte çok fazla para harcamayı gerektirdiği için benim mesafeli baktığım bir oyun. 60 kartlık iyi bir deste için yüzlerce belki de binlerce kart almanız gerekebiliyor fakat iyi destelerle oynandığında çok keyifli bir oyun

Oyuncu Sayısı: 2-4 Kişi
Tahmini Oyun Süresi: 15dk - Sonu Yok
Yaş Kategorisi: 12 ve üzeri
Tasarım: Richard Garfield / 1993
Paylaş:

Boggle Slam

Boggle Slam üzerlerindeki her iki yüzünde de birer harf bulunduran bir desteyle oynan eğlenceli bir kelime bulma oyunudur. Oyunda deste içerisinden 4 adet kart seçilip bunlar yere anlamlı bir kelime oluşturacak şekilde açılır. Daha sonra kalan diğer kartların tamamı oyuncular arasında dağıtılır. Oyunda herhangi bir oynama sırası yoktur. Herkes elindeki harflerle en çabuk şekilde yerdeki kelimeyi değiştirmeye çalışır.


Örneğin yere açılan 4 harflik kelime ŞAKA olsun. Burada oyuncular ellerindeki desteye bakarak en hızlı şekilde tek harf değiştirerek yere anlamlı bir kelime daha açmaya çalışacaktır. Oyunculardan biri elindeki Y harfi ile kelimeyi YAKA olarak değiştirebilir.



Daha sonra oyuncular artık bu yeni kelime üzerinden ilerleyecektir. Diğer bir oyuncu (ilk kelimeyi değiştiren aynı oyuncu da olabiliri) elindeki I harfi ile bu kelimeyi YAKI olarak tekrar oluşturabilir. Oyun bu şekilde hızlı bir şekilde ilerler. Elindeki kağıtları ilk bitiren oyuncu oyunun galibi olur. Eğer hiçbir oyuncunun destesi bitmemiş fakat yerdeki kelimeyi artık hiçbir oyuncun değiştirememesi durumda herkesin elindeki kartlar sayılır ve en az karta sahip olan oyuncu galip ilan edilir.


Oyuncu Sayısı: 2-4 Kişi
Yaklaşık Oyun Süresi: 20dk.
Yaş Kategorisi: 8 ve üzeri
Tasarım: Joe Weatherall / 2008

Paylaş:

Şampiyon (Formula 1)


Şampiyon kutu oyunu Yuma firması tarafından çıkarılmış bir yarış oyunudur. Aslen John Howarth ve Traver Jones tarafından yaratılan oyun ilk olarak 1962 yılında piyasaya sürülmüştür.


Oyun 2 ile 6 arasında oyuncu arasunda oynanabilir fakat ne kadar kalabalık olursanız tadı o kadar fazla çıkıyor. Oyunda yine bir çift zar yer almakta fakat  zarlar bu sefer oyun tahtasında ilerlemek için kullanılmıyor. Her oyuncu kendi hızını ve  buna bağlı olarak ilerleyeceği kare sayısını belirli kurallar çerçevesinde kendi belirliyor. Tabi bu hız belirlemede fren ve lastik aşınmalarını da göz önünde bulundurmak zorunda yoksa pistten dışarı çıkabilir yada pit alanına girmek zorunda kalabilirsiniz. Pit alanına girmek tüm oyuncuların kendi insiyatifinde. Bir oyuncu ister her tur pite girer isterse yarış boyunca hiç girmez



Oyunda iki ayrı kart grubu yer almakta. Bunlardan ilk grup taktik kartları. Bu taktik kartlarından her oyuncunun elinde 5'er adet bulunmakta ve oyunun ilerleyişine göre kendilerin avantaj yaratmak üzere bunları kullanabilmektedir. İkinci grup ise Bakım kartları. Bu kart grubunu ise diğer oyunlardaki şans kartları kategorisinde görebilirsiniz.



Oyunda para yok, zar sadece ceza belirleneceği zaman devreye giriyor. Bunun için şansın asgari, taktik geliştirmenin ise üst düzeyde etki ettiği çok zevkli bir oyun. Oyun içerisinde kullanılan kullanıcı kartları da sahip olduğu hareketli ve işlevsel ibreler ile son derece güzel bir ambiyans katmış.

Oyuncu Sayısı: 2-6
Yaklaşık Oyun Süresi: 60dk
Yaş Kategorisi: 8 ve üzeri
Tasarım: John Howarth - Traver Jones / 1963

Paylaş:

16 Ekim 2014 Perşembe

Gökdelen


Gökdelen oyunu yine Yuma firması tarafından piyasaya sürülmüş ve nispeten daha uzun süreli bir oyun. Oyun alanı kişi sayısına göre değişen 3lü bir katmandan oluşmakta. Tasarımdaki bu düşünce aslında 3 boyutlu bir yapıya gitmeye son derece el verirken firma böyle bir tasarım yapmayı tercih etmemiş. İsmiyle bağdaştıracak olursak, oyunu çok katlı bir gökdelende ticaret yapan bir firma olduğunuzu ve gökdelen içerisindeki katları çıktıkça iş hacminizin büyüdüğünü söyleyebiliriz. Gökdelenin katlarını üst üste konulmuş üç karton olarak değilde üst üste konulan üç kutu şeklinde tasarlama imkanı olsaymış asansör vasıtasıyla katlar arasında inip çıkmak çok daha keyifli olabilirmiş. Bu katlar arasında geçiş bize Milyoner isimli oyundaki hayat standartları arasında geçişi hatırlatabilir.


Oyunda sahip olduğunuz firma Türkiye'nin çeşitli bölgeleriyle iş yapmakta ve amaç tabi ki zengin olmak. Üç katta da bulunan asansör hanelerine gelindiğinde ise mutlaka kat değiştirmek zorundasınız. Burada iki yönlü kat değiştirme şansı sadece ikinci katta bulunmakta. Bu haneye üçüncü ve birinci katlarda gelirseniz mutlaka ikinci kata geçerken ikinci katta bu haneye gelmeniz durumunda aşağı inmeyi yada yukarı çıkmayı seçebilirsiniz.



Oyun Monopoly'den aşina olduğumuz bir karede yapı inşaa etme ve bununla paralel olarak kira gelirini arttırma prensibi üzerine kurulu yalnız burada en büyük yapılar otel değil de Gökdelen. Diğer mülkler ise Benzin İstasyonu ve Hipermarket. Oyunda ayrıca Borsa ve Seyahat adı altında iki grup kart yer alıyor. İlgili kareye gelindiğinde bu kartlardan çekiliyor. Borsa kartları diğer oyunlardaki Şans kartlarıyla aynı niteliği taşıyor. Seyahat kartları ise oyuncuyu oyun tahtası üzerinde farklı karelere yolluyor. Bu kartların en altında ise Koltuk no, Bagaj gibi bir ulaşım firmasının biletinde yer alan bilgiler yazılıp ayrı bir detay oluşturulmuş.


Gökdelen oyunu diğer emlak ve ticaret oyunlarının zevkli bir alternatifi olarak oyun rafınızda yer alabilecek nostaljik bir zevk.

Oyuncu Sayısı: 2-4
Yaklaşık Oyun Süresi: 120dk
Yaş Kategorisi: 8 ve üzeri
Tasarım:  -
Paylaş:

Kaptan Billy Bones



İskoç yazar Robert Louis Stevenson bundan yaklaşık 130 sene önce Define Adası isminde bir roman yazmaya başlamış. İlk başlarda çocuk dergilerinde yayınlana eser daha sonra kitap formatını kazanmış. Aradan geçen bunca zamana karşın hala en başarılı korsan hikayelerinden biri sayılan bu yapıt defalarca uyarlanmıştır. Oyuncuları arasında Cristian Bale ve Ellijah Wood gibi isimlerinde yer aldığı filmler çekilmiş, bazı projelerde ise hikaye yeniden yorumlanmıştır.



Romanda denizlere korkulu bir nam salmış korsan Kaptan Flint'e ait olan hazineye ulaşma çabaları anlatılmıştır. Flint bir seferinde büyük bir hazine ele geçirmiştir. Bu hazineyi kimselerle paylaşmak istemeyen kaptan önce mürettebatının ciddi bir kısmını ölüme terketmiş sonra da yanına aldığı altı güvenilir adamıyla hazinesini bir adaya saklamaya gitmiştir. Hazinenin hepsini gömdükten sonra Kaptan, yanında getirdiği altı kişiyi teker teker öldürmüştür. Daha sonra kendisi de bu hazinenin sefasını süremeden ölecek fakat önce hazineyi gösteren haritayı ikinci kaptanına verecektir.



Haritanın yeni sahibi elinde tuttuğu servetin büyüklüğünü bilmekle beraber denize açılmaktan çekinmektedir çünkü haritanın onda olduğunu bilen sadece kendisi değildir. Kısa bir süre sonra kendisininde öleceği ve bu ölümün ardından haritanın elden ele dolaşacağı bu kişinin adı Kaptan Billy Bones'dur.

İçerisinde kopan bacakların, çıkan gözlerin, fahişelerin, içkinin gırla olduğu bu hikayeyi çocuk dergilerine nasıl uydurdular tabi bir merak konusu ama bende çocuk olsam böyle bir kitabı seçerdim okumak için. (Aslında saydığın ögeler öyle aman aman boyutlarda yer almıyor, haksızlık etmeyelim)



Billy Bones'un kim olduğunu öğrendiğimize göre biraz da oyuna bakalım;
Oyunun Türkiyede yayınlanmış bir versiyonu varmı bilmiyorum, bendeki Jumbo firmasının ürettiği Hollanda versiyonu. Oyuna baktığımızda tamamen çocuklara yönelik olduğunu anlamak güç değil. Bir define adası üzerinde 4 maceracı ile oynanıyor. Amaç bitiş noktasına kadar taşıdığımız altını yada en çok altını götürmek. Burada zar yerine bir çark kullanılmakta. Bu çark çevrilip kaç hane gidileceği görülüyor. Her oyuncunun piyonun üzerinde bir altın sikke bulunmakta. Tüm oyuncular hareketlerini tamamlayıp her tur tamamlandığında define sandığının yanındaki maymuna basılıyor ve sandıktan çıkan iskelet rastgele bir piyonun sikkesini çalıyor. Sikkeyi kaybeden oyuncu başa dönüp yeni bir tanesini alır.



Bütün kuralları bundan ibaret olan oyun mekaniğiyle çok ilgi çeken bir yapıda. Oyun Amerika ve bazı ülkelerde Spinmaster firması tarafından ''Captain Bones Gold'' olarak yayınlanmış. Ebeveynler ve ufaklıklar arasında bağ kurabilecek basit, kısa ama keyifli bir oyun.


Oyuncu Sayısı: 2-4
Yaklaşık Oyun Süresi: 15dk
Yaş Kategorisi: 6 ve üzeri
Tasarım: 2005

Paylaş:

10 Ekim 2014 Cuma

Nintendo Wii SoftMod



Önceki yazılarda Xbox ve PlayStation2 cihazlarına softmod işlemlerinden ve Wii kanal ekleme yöntemlerinden bahsetmiştik. Nintendo Wii'lere yapılan softmod işlemi aslında teoride basit de olsa daha önce fırsat bulup da deneyemediğim için pek yorum yapmak istemedim. Geçenlerde bi arkadaşımın eline softmod yapılmamış bir Wii geçmesi ve benden rica etmesi üzerine bu işlemi de tecrübe etme fırsatım oldu. Cidden başta da dediğim gibi gayet basit bir işlem. Aslında şimdiye kadar yaptığımız tüm işlemler basit, vakit alan kısımlar hazırlıkları.

bu işlem için öncelikle bir sd kart edinmemiz gerekiyor. Bu sd kart standart büyük olanlardan olmalı. Micro sd kart alıp dönüştürücüyle normal sd kart boyutlarına getirmek malesef işe yaramıyor. 2 gb kapasiteli bir kart işimizi rahatlıklar görecek. Bu sd kart şimdilik bir kenarda dursun.



  • Şimdi Nintendo Wii'yi açıyoruz ve ana ekran Options ve daha sonraki ekrandan Settings kısmına geliyoruz. Buradan önce Internet sekmesine ve daha sonra da Console Information sekmesine gelip buradan cihazın Mac Adresini öğreniyoruz.



  • Konsolu Cracklerken Wiibrand Launcher (Buradan indirebilirsiniz) kullanacağız. Daha yaygın olan LetterBomb ile crackleyecektim fakat bu yöntem için cihazınızın 4.3 versiyon olması gerekmekte, Elimizdeki cihaz 4.2 versiyon ve nedense güncelleme işlemi gerçekleştiremedim. Bu yüzden bize birden fazla versiyon seçeneği sunan Wiibrand'e yöneldim. İki uygulamada aslında aynı, isteyenler LetterBomb için http://please.hackmii.com/  adresini kullanabilirler. Wiibrad Launcher için ise burası yardımcı olacaktır



  • Program klasörünü indirdikten sonra uygulamayı çalıştırıyoruz. Karşımıza çıkan ekrana ilk adımda öğrendiğimiz Mac adresi, cihazın bölgesi, versiyonu ve en altta da gerekli klasörlerin çıkarılacağı depolama cihazını seçip Create tuşuna basıyoruz.



  • Çıkan klasörün içerisinde (copy to sd diye bir klasör oluşacak) private isimli klasörü alıp boş olan sd kartımızın dizinine atıyorum. Buradaki hack_mii installer klasörü içerisinden boot.elf ve bootmini.elf dosyalarını da yine sd kart ana dizinine atıyorum.




  • Son olarak bu link yardımıyla indirdiğimiz Microwavesam klasörü içerisindeki tüm dosya ve klasörleri kopyalayıp sd kart ana dizinine yapıştırıyoruz ve işlemlerimizin pc kısmı tamamlanmış oluyor. Şimdi sd kartı alıp Wii'ye takabilirim.



  • sd kartın içerisindeki son durum bu şekilde ve yaklaşık boyutu 187mb civarında.




  • Cihazı açıp ana ekran geldikten sonra sağ alttaki mesaj simgesinden mesajlar kısmına giriyoruz. Bulunduğumuz günden bir önceki güne gidip (bazı durumlarda birkaç gün geriye gitmek gerekiyor) bu simgeyi görüyor ve A tuşuna basıyorum.




  •  Softmod işlemi başlamadan önümüze böyle bir ekran çıkmalı. (Eğer bu ekran gelmez de tekrar Wii ana menüsüne dönersek sd kartın uyumluluğu ile ilgili bir sorun yaşamış olabiliriz. Başka bir sd kart içerisine dosyaları kopyalayıp birde onla denemek problemi çözebilir) 1 tuşuna basıp HomeBrew Channel kurulum işlemine başlayabiliriz.



  • Çıkan ilk ekranda sırasıyla Continue > Install The Homebrew Channel > Continue  adımlarını takip ediyoruz





  • Tekrar menüye döndüğümüzde; BootMii... > Prepare a sd card > Continue > Install BootMii as IOS > Yes, continue >  continue  adımlarını takip etmem gerekiyor. Son döndüğümüz menüden de Exit yapıp çıkacağım. Artık cihazımıza HomeBrew Channel kurulmuş durumda (Aşağıdaki 3. resimde no seçeneği, değil yes seçeneği seçilecek)





  • HomeBrew Channel'a girdiğimizde birçok uygulamanın beni karşıladığını görüyorum. Burada gördüğünüz 4. uygulama daha sonra bizim oyunları çalıştırırken kullanacağız kısım fakat biz şimdi ona hiç bulaşmayıp ilk olan uygulamayı yani  Multi Mod Manager'ı çalıştırıyoruz.




  • Programı çalıştırmamızın akabinde önce WAD Manager ve daha sonra da WADS sekmelerine giriyoruz.




  • Karşımıza bu ekran geldikten sonra 1 tuşuna basıp tüm Wad dosyalarının yüklenmesini sağlıyoruz. Tüm yüklenme tamamlanınca artık elimizde SoftMod yapılmış bir Wii bulunuyor



Bu dakikadan sonra internetten indirdiğiniz tüm oyunları bu cihazda çalıştırabilirsiniz. İşlem gördüğünüz gibi son derece basit ve bir sd kart dışında hiçbir ekipman istemiyor. Eğer aklınızda böyle bir işlem varsa kendiniz yapabilirsiniz ve böylece çakallara da para kaptırmazsınız. Onlar da
''Abi bilen birine yaptır yoksa brick olur atarsın makinayı çöpe'' dedikleriyle kalırlar.




Bu yazıyı beğendiyseniz sol alt köşedeki butonlar ile paylaşabilir ve sağ üst köşeden bizi sosyal ağlarda takip edebilirsiniz
Paylaş:

Popüler

Son